top of page

MEMUR MAAŞLARI SÜREKLİ İŞÇİ MAAŞLARININ GERİSİNDE KALDI!

         Bu yazımızda memurlar ile sürekli işçiler arasındaki maaş farkına değineceğiz. Öncelikle memur ve sürekli işçinin tanımını yapalım ki karşılaştırma daha anlamlı olabilsin.

       Memur: Kamu Kurum ve Kuruluşlarında, kamu hizmetinin aksatılmadan yürütülmesi için gerekli olan tüm iş ve işlemleri asli ve sürekli yapan kişidir.

     Sürekli İşçi: Kamu Kurum ve Kuruluşlarında kamu hizmetinin yürütülmesi için gerekli olan temizlik ve benzeri işleri yapan kişidir.

      Tanımlardan da anlaşılacağı üzere memur doğrudan kamu hizmetini sunarken, sürekli işçi kamu hizmetinin sunulması için gerekli olan yardımcı işleri yapmaktadır. Yani kısaca memur asli işleri yaparken, sürekli işçi daha çok yardımcı işleri yapmaktadır.

Bu kısa tanımlamalardan sonra memur ve sürekli işçilerin özlük ve mali haklarının belirlendiği toplu iş sözleşmelerine değinelim.

    Memurlar, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununda yer alan hükümlere göre merkezi olarak iki yılda bir yapılan toplu sözleşmede alınan kararlara göre maaş zammı almaktadır. Sürekli işçiler ise, çalışma şartları ve sosyal hakları İşveren Temsilcileri ile Yetkili Sendika Temsilcileri arasında yapılan Toplu İş Sözleşmesi ile belirlenir. Her kamu kurumu ayrı ayrı yapmış oldukları toplu iş sözleşmesine göre maaş zammı almaktadırlar.

 

    Memurlar için yapılan toplu sözleşmede doğrudan TÜİK verileri (!) dikkate alınırken, sürekli işçiler için yapılan toplu iş sözleşmesinde piyasa gerçekleri dikkate alınıp enflasyon oranının çok üzerinde zam verilmektedir. Her iki çalışan grubunun maaşı da merkezi bütçeden ödenirken neden birinde enflasyon oranları dikkate alınırken, diğerinde piyasa gerçekleri dikkate alınmaktadır. Aynı bütçeden maaş ödemesi yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda, sürekli işçiler için yereldeki piyasa durumlarına göre karar verme olanağı sağlanırken, memurlar için neden merkezi toplu sözleşme yapılmaktadır.

      Bu iki farklı toplu sözleşmenin çalışan grupları arasındaki maaş farklarını nasıl etkilediğini örneklerle açıklayalım:

     Sürekli işçiler için toplu sözleşme yapılmaya 2020 yılında başlandı. O tarihten bugüne kadarki geçen sürede sürekli işçi maaşları ile memur maaşları arasındaki farkın ne şekilde seyir ettiği yapılan toplu sözleşmelere bakıldığında net bir şekilde görülmektedir.

     2020 yılında memur maaşı, sürekli işçi maaşından %33 oranında daha fazla iken, yapılan toplu sözleşmeler sonrasında ise Kırklareli ve Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinde memur maaşının, sürekli işçi maaşından %33 oranında daha az aldığı görülmüştür. Bizler Sendika olarak o gün de bu soruna dikkat çekmiştik. Yapılan toplu sözleşmelerin Kamuda huzur ve çalışma barışını bozduğunu, çalışanların kuruma olan aidiyetlerinde büyük yaralar oluşturduğunu, memur maaşlarının sürekli işçi maaşlarının üzerinde olması için ara zammın yapılması gerektiğini söylemiştik. Ancak geçen sürede, memur için aradaki maaş farkı giderilmediği gibi, yüksek enflasyon nedeniyle alım gücü düşen memur, sürekli işçiden çok daha az maaş alması devam etmiştir.

    2022 yılı sonunda sürekli işçiler için yapılması gereken toplu iş sözleşmeleri, çerçeve yönetmeliğin henüz çıkmaması nedeniyle Mart ayına kadar yapılamamış olup, Mart ayı içerisinde kurumlar toplu iş sözleşmelerini imzalama yoluna gitmişlerdir.

         Mart ayı içerisinde imzalanan anlaşmalara baktığımızda, Kırklareli Üniversitesinde çalışan sürekli işçilerin, ikramiye ve tediyelerle birlikte aylık 18 bin lira civarında maaş alacağını, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinde imza aşamasına gelen anlaşmaya göre çalışan sürekli işçilerin 16 bin lira civarında maaş alacağını, Batman Üniversitesinde ise sürekli işçi sendikasının talebine göre 20 ile 30 bin TL arası maaş alabilecekleri görülmektedir. Diğer kurumlara da baktığımızda buna benzer örneklerle karşılaşılmaktadır.

      Ayrıca 700 bin kamu işçisi için yapılan toplu iş sözleşmesinden çıkacak sonuç da sürekli işçi toplu sözleşmelerini etkilemektedir. Kamu işçisi denilen çalışan grubu daha çok kalifiyeli teknik personelin çalıştığı bir grup iken, onlar için yapılan toplu iş sözleşmesinin sürekli işçi toplu sözleşmelerini etkilemesi de ayrıca üzerinde durulması gereken bir konudur.

    Yukarıda örnekleri verilen anlaşma ve taleplerden anlaşılacağı üzere; sürekli işçi maaşları, memur maaşlarının 2 katına yakın veya daha fazla olacağı öngörülmektedir. Asli işi yapan memurun, yardımcı işi yapan sürekli işçiden bu denli düşük maaş alması memurlar arasında huzursuzluğa, motivasyon düşüklüğüne, aidiyet duygusunun azalmasına vs. neden olduğu Sendikamıza gelen bildirimlerden anlaşılmaktadır. Sürekli işçi maaş olarak piyasa gerçeklerine göre minimum 18 bin TL civarında alınıyorsa, bu ücret veya bu ücret üzerinde diğer kurumlardan maaş talep ediliyorsa, memur maaşının da en az 20-25 bin lira civarında olması gerektiğini de bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

     Bu durumun işçi ile memuru karşı karşıya getirmeye çalışmaktan başka açıklaması olamaz. İşçi bedenen çalışırken, memur ise hem bedenen hem de zihinsel olarak çalışmaktadır. Bu iki çalışan grubuna da insanca yaşayacak bir ücret verilmesi gerektiğini defaten söylemiştik.

       Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık harcama tutarı (Yoksulluk sınırı) 31 bin 240 TL olduğu bu enflasyonist ortamda, memurlarının alım gücünün çok düştüğü ve dayanacak gücünün kalmadığını belirtmek isteriz.

     Buradan tekraren sesleniyoruz; Kamuda iş barışını derinden yaralayan bu maaş farkının ortadan kaldırılması ve asli iş yapana hakkının teslim edilmesi için en az 7500 TL seyyanen zammın memur maaşlarına yansıtılması zorunluluk olmuştur.

memur seyyanen zam.png
bottom of page