top of page

MASADAN KİM KALKTI, KİM OTURDU TARTIŞMASI MESELE DEĞİLDİR. ASIL MESELE, MEMURUN OCAĞINA İNCİR AĞACI DİKİLMİŞ, MASADA HAKKININ GASBEDİLMİŞ OLMASIDIR.

2026 Ocak ayı için süslü vaatlerle, yüksek oranlarla, taban aylığa eklemelerle umut dağıtarak masaya oturdular. Hükümet ilk olarak %10 teklif edince büyük bir şov yaparcasına masadan kalktılar.

Ardından tatilde göstermelik bir grev yapıp yeniden masaya oturdular. %11 teklif edilince tekrar kalktılar, birkaç gün sonra “zehir zemberek” açıklamalar yaparak yeniden oturdular. “Hakeme gitmeyeceğiz” dediler, masadan kalktılar; ama aynı günlerde Hakem Heyetine temsilci göndererek o heyetin oluşmasını bizzat sağladılar. Hakem Heyeti iki yıl için sadece %1 artış verince yine masadan kalktılar.

Şimdi de kavga ediyorlar: “Önce ben kalktım!” – “Hayır, önce ben kalktım!” Oysa memurun da, memur emeklisinin de masada hakkı gasbedildi. Gerçek budur.

28 gün süren bu sözde toplu sözleşme maratonunun sonunda, memurun ve emeklinin iki yılı çalındı. Giriş kısmı vasattı, gelişme kısmı göstermelikti, sonuç kısmı ise tam anlamıyla sıfırdır. Tüm sendikalar ve üyeler çözüm için TBMM’yi adres gösterirken, Memur-Sen ve Kamu-Sen hakem kuruluna üye göndererek memurun hakkını bir kez daha masada gasp ettiler.

Kaybedilen iki yıl, bir insan ömrünün yüzde üçüdür. Bu kadar değerli bir zaman, çocuklarımızın geleceği hiçe sayılarak, “nasıl olsa bir sonraki toplu sözleşmede telafi edilir” diyerek yok sayıldı. Bugün açıkça görülüyor ki kısır döngü devam ediyor. Sendikalar birbirini suçluyor, memurlar köşesine çekiliyor, günü kurtarma telaşıyla avunuluyor. Yarın geldiğinde aynı sendikalar yine masaya oturacak, aynı vaatlerle umut satacak ve sonuç yine hüsran olacak.

Memur kardeşim; bu mücadele seninle benimle olacak. Farklı partilere oy verebiliriz, farklı bakışlara sahip olabiliriz ama aynı derdi yaşıyoruz: Eve bir ekmek daha fazla götürebilmek. Eğer sen “aman ek dersime dokunulmasın, gerisi önemli değil” dersen, ben “aman bir makam kapayım” dersem, bu iş olmaz. Eğer sendikanın eylemine katılmazsan, çalışmasına destek vermezsen, gerektiğinde yöneticini sorgulamazsan; sonuç değişmez. Bugünkü öfken yarının korkularına kurban edilirse, bu düzen hep devam eder. Memur korkuyla yaşar, sendikalar günü kurtarır.

Bu tabloyu değiştirecek olan sensin. Bu mücadeleyi seyirci olarak değil, iradeni ortaya koyarak değiştirebiliriz. Masada senin hakkın var. O hak gasbedilmişse, geri almak da senin iradene bağlıdır.

Unutma: Masadan kalkan da olur, masada oturan da… Ama her seferinde memurun ve emeklinin masada hakkı gasp edilmesini artık kabullenemeyiz. Bu gerçeği değiştirmek için tepkiyi bugünden göstermek zorundayız. Yarın aynı pişmanlığı yaşamamak için, bugün kararlı olmalıyız.

bottom of page