top of page

 Geçen yıl bu yazımız ile Üniversitelerde Hülle atamalar ve İdari Görevlere Akademik görevlendirmelerinin son verilmesi konusundaki talebimizi kamuoyu ile paylaşmıştık.

         Üniversitelerde; eş, kardeş, enişte, yandaş ve benzerinin atamaları aynı şekilde yapılmaya devam ediliyor.” Üniversitelerde hülle yoluyla atama kural haline geldi. Akraba olan veya benzeri türden yakınlık duyulan personel öncelikle sınav şartı olmayan enstitü ve fakülte sekreterliği kadrolarına, ardından şube müdürlüğü kadrosuna ‘hülle’ yoluyla atanır. Bunun nedeni de akrabaları ve yakınları görevde yükselme sınavını geçme zorunluluğu olmadan şube müdürü kadrolarına atamaktır çünkü enstitü ve fakülte sekreterleri yasal boşluktan ötürü sınavsız şube müdürü olarak atanabilmektedir.

        Belirli sürelerde “görevde yükselme ve unvan değişikliği” için sınav yapılması gerekirken, bu ‘yasal boşluk’ nedeniyle birçok üniversite şube müdürü kadroları için sınav açılmadığına dikkat çekmektedir. “Bu durum çalışma barışını bozmakta hem de liyakat sistemini anlamsızlaştırmaktadır. Hülle uygulaması şube müdürlüğü için bekleyenlerin haklarını gasp edip motivasyonlarını çökertmektedir”

Öncelikle Torpilin ve adam Kayırmacılığın önüne geçmek için Bu adaletsizlikleri giderecek Liyakata uygun Şeffaf, Demokratik bir Üniversiteler Görevde Yükselme Yönetmeliğinin düzenlenmesi gerekmektedir.

          Üniversitelerde ''şef'' kadrosuna atanabilmek için günlerce kanun, yönetmelik çalışmak ve sınava girip başarılı olmak gerekiyorken, koskoca ''Daire Başkanlığı, Fakülte ve Enstitü Sekreterliği'' için 4 yıllık fakülte mezunu olmak ve kurumda 10 yıl çalışmak dışında hiç bir şart gerekmiyor. Ve buna rağmen birde bu yolu Şube Müdürü Kadroları için kullanmak kabul edilemez.”

        Bu yaşanan olaylardan dolayı kadroların sınırlı sayıda açılması nedeniyle Ailelerimize çocuklarımıza ayırmamız gereken vakti sınava çalışmak için ayırıyoruz. Burada ailelerimizin ve çocuklarımızın hakkı vardır.

            Bizler Üniversitelerde sadece HAK ve ADALET istiyoruz. Kimsenin hakkı kimseye geçmesin istiyoruz. Biz biliyoruz ki, HAK ve ADALET isteyenlerin önünde elbet ve ebet engeller olacaktır ama bu uğurda yola çıkanlar mutlak zafere ulaşacaktır. Saflarını hala belirleyememiş, kendi özünü bulamamış, tavrını ortaya koyamamış Üniversite İdari Personelinin de biran evvel kararlarını vermeleri elzemdir. Şurası nettir, Karşımızda hiçbir Üniversite İdari Personeli görmek istemiyoruz. BİZ diyebilen, aynı safta duran, Koşturan, Mücadele eden, Kendi hakları için gayret gösteren Üniversite İdari Personeliyle kazanamayacağız hiçbir hak yoktur...
 

            Bu yerinde ve doğru tespitti aslında... Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma! değil miydi bizim düsturumuz... işi ehline verin! değil miydi bizim dinimizin emri.! ne oldu da hak ve adalet terazimiz bozuldu. Bakıyoruz, adalet diye bağırıyor! haksızlığa uğramış tutunacak dal arıyor! Diyoruz ki gel biz seni müdür yapamayız amir de yapamayız. Ama biz adaleti savunuruz. Senin hakkını kimseye yedirmeyiz. Bizler her zaman tutunduğunuz dal, sesiniz, adalet talebinizin savunucusu olmaya söz verdik diyoruz var gücümüzle çalışıyoruz.

Üniversitelerde 1 yılda durum nasıl ona bakalım halen bu haksızlıkların yaşandığı bir çok üniversitenin olduğunu gündemden takip ediyoruz. Tabi bazı olumlu gelişmeler olmuyor değil, Temsilciliğimiz olan bazı üniversitelerde Şube Müdürlüğü, Yurt Müdürü, Yurt Müdürü Yard. Kadrolarının Görevde Yükselme Sınavı kapsamına alındığını gördük (ODTÜ vb.)

Yine ODTÜ’de şimdiye kadar şahit olmadığımız Enstitü Sekreterliği için ilana çıkılarak başvurular alınmıştır. Şimdiye kadar el altından verilen bu kadrolarının tamamının fırsat eşitliği tanınarak işlem yapılması noktası bizim için çok önemlidir. Tüm üniversitelerimizde Temsilcilik ve üyeliklerimiz artıkça yönetim üzerinde bu baskı artacağı ve haksızlık karşısında tepki veren kamuoyu oluşturan bir sendikanın varlığının bilinmesi ile adımlar atılacağı aşikar.

Bunlar olumlu ve destek verdiğimiz adımlar AH BİRDE HAKKANİYETSİZ MÜLAKATLARI ÖNLEYEBİLSEK işte o zaman bu adımlar çok daha değerli olacak. Mülakat ve seçme aşamasının adil ve adaletli yapılması konusunda görüşmelerimiz yapılacaktır. Tüm adaletsiz yapılan işlemler kamu oyu ile paylaşılarak yapılması gereken tüm işlemler yapılacaktır.

Tayin Nakil ile ilgili oluşturduğumuz gündemin başarıyla sonuçlandığını düşünüyoruz. Öğretmen Sendikalarından bir bir açıklamalar İmza kampanyaları YÖK’e dilekçeler yazılmakta. Herkese teşekkür ederiz bunlar sizin başarınız arkadaşlar. Onlar bunları yürütürken biz arka planda destek vermeye devam edeceğiz. Reklama gerek olmadığını düşünüyoruz herkes kimin hangi çalışmayı yaptığını çok iyi bildiğini biliyor. Ama bizim daha çok işimiz var halen Üniversitelerde verilen tazminatlar, 13B/4 sürgün maddesi, Akademik Görevlendirmeler, Lojman Sorunları. Bunlarla ilgilide kamuoyu oluşturmaya devam edeceğiz.

Sendikamız gücüne güç katarak yoluna devam etmektedir. Bazı arkadaşlarımız vardı 4 büyük öğretmen sendikası bu sorunları yıllardır çözemedi siz nasıl başaracaksınız diye. Öncelikle biz bir Öğretmen Sendikası değiliz biz Üniversite İdari Personeli sendikasıyız ilk adım bu bilinmeli. Şöyle bir yıla bakarsak oluşturduğumuz kamu oyunu görebilirler. Eskiden Üniversite İdari Personelinin bir tane bile sorunundan bahsedilmezken şimdi her gün yeni açıklamalar geliyor. Ve bunların kazanıma dönüşeceği de aşikar. O yüzden bir kişi olarak ben üye olsam ne olacak demeyelim tüm bunları ancak tek yürek olarak başarabiliriz...

www.unipersen.org.tr

#ÜniversiteİdariPersonelSendikası
#ÜniversiteİdariPersoneliYanlızDeğildir
#AdaletsizMülakatlarSonBulsun

bottom of page