top of page

 

                    BİR AĞACIN KOPMUŞ DALI DEĞİL, TERTEMİZ BİR TOHUMDAN FİDAN OLMAYA İLERLEYEN BİR SENDİKAYIZ

 

            Nereden başlasak bilemiyoruz son günlerde, Ülkenin tüm iç-dış siyasetine ahkam kesen sendikaların ne memleketi kurtardığı ne de bize bir fayda sağladığı ortadadır. Kendi üyesine çözüm üretemeyenlerin onlarca siyasi partiye alternatif olmaya kalkması her şeyi bilir görünmesi yanlışın en büyüğüdür. Başkanların siyasi kimliği olmaz olmamalı. Onlar sadece bizlerin sorunlarını kamuoyu ile paylaşan sözcüler olmalı.

          Bunlarla reklam yapacağına dün aşağıdaki gibi neden bir yazı paylaşamadın dilekçe yazmadın acaba; Bu Sendikaları ne kale alıyoruz ne de bu sendikalarla kavga edecek vaktimizde var bizlerin. 1. sınıfa ayrılmış hakim ve savcıların aylıklarına 2.700,00 TL artış yapılması düşünülmektedir. Bu oran; 1.404 TL olan asgari ücretin neredeyse iki katı, ve 2.253,00 TL olan en düşük memur aylığının (Bekar 15. derecenin 1. kademesinde) 447,00 TL üzerinde bir artışa karşılık gelmektedir. Devletin kimi çalışanlarının iş yükü ve sorumluluğu fazla olabilir. 657 sayılı Kanun bu hususu “Eleman temininde güçlük zammı” ve “iş güçlüğü zammı” ödeyerek karşılanmasını öngörmüştür.

 

          Üst düzey yöneticiler ile kimi meslek gurupları hariç memurların yüzde 95’lik kesimi yoksulluk sınırının altında maaş alırken, kanun ve toplu sözleşme hükümleri bir kenara itilerek böyle bir artış düşünülmesini anlamak mümkün değildir. Bu tür uygulamalar çalışma barışını bozmakta, kamuda çalışan değişik meslek grupları arasında kıskançlık ve husumet doğurmaktadır. Bu düşünce tüm memurları kapsayacak şekilde düşünülerek herkese ek artış verilmelidir.

 

          Değerli çalışma arkadaşlarım bizler sendikal geleneği bozarak zor ve uzun yolu seçtik bizlerle olacak herhangi bir siyasi partinin altına sinmedik. Dik durun dedik. Haksızlık yapan karşısında hakkınızı bilin dedik, mesleğimizi küçük görmelerine izin vermeyelim dedik. Bunca söze rağmen eğiyorsa başını benim idari personelim, meslek onuruna sahip çıkamıyorsa, üye avcılarına yem oluyorsa onlara da saygı duyarız. Ama bizler sendikacı kimliğinden çok birlikte hak aramanın gerekli olduğunu düşünen Üniversite idari Personelleriyiz.

 

           Herhangi bir ağacın kopmuş dalı değil, toprağa düşmüş tertemiz bir tohumdan fidan olmaya ilerleyen bir sendikayız. Çalışma arkadaşlarımızla içilen bir çayda “Sizler çok farklısınız, tanıdığımız o laf cambazı sendikacılara benzemiyorsunuz keşke daha önce sizler burada olsaydınız üniversite idari personelleri bu halde olmazdı” sözleriniz bizi onurlandırıyor ve bu davaya inancımızı artırıyor. Bize bir şans verin, inanın başınız dik, vicdanınızda rahat olacaktır. . .

bottom of page