top of page

Çember Daralıyor...

 

Yıllardır memurlar masada toplumsal gerçeklere uygun olmayan zam oranları ile oyalanmaktadırlar. Bu tüm memurlar tarafından alışılagelmiş bir durumdur. Fakat 2018 yılı Ağustos ayındaki dalgalanma ile birlikte ürün fiyatları, her geçen ay bir önceki aydan gözle görülür şekilde artmıştır. 2020 yılında tüm Dünyayı etkisi altına alan Pandemi döneminde de hem kurdaki dalgalanmalardan hem de ürün fiyatlarındaki anlık değişimlere varana kadar her şey çalışanlar aleyhine gelişmiştir. Bu durum da ziyadesiyle yaşantımızı, hayatta var olma çabamızı her yönden etkilemektedir.

 

Bugün Yumurta, yağ, süt vb temel yaşam ürünlerine % 60 ‘ın üzerinde zamlar gelmiştir. Ev, Araba, Gıda, temizlik ürünlerine kadar birçok kalemde gerçekleşen artışlar can yakmaktan öte artık biz çalışanları çözümsüz bırakmıştır. Belki önceki yıllarda da düşünürdük ay sonunu ama bugün düşünmeden de öte temel ihtiyaçlardan kısma noktasına gelinmiştir.

 

Yıllardır enflasyon ve döviz karşısında boyun eğdirilen memur maaşları, artık yaşam sınırlarının altına inmiştir. Devletimizin işçi, işveren, esnaf ve işsizler için açıkladığı yardım paketlerini sevinç ile karşılıyoruz. Bunun yanı sıra asgari ücrete 2021 yılı için yapılan %21,06 lık zammı önemli buluyoruz.

 

Tüm bu gelişmeler ışığında memurlar için 2019 yılı Ağustos ayında yapılan toplu görüşme sonrasında açıklanan 2020-2021 yıllarını kapsayan zam oranlarının memur için zam değil, temel ihtiyaçlarından kesintiye gitmeye dönüştüğünü net bir şekilde göstermektedir.

 

2020 ve 2021 yıllarında piyasalardaki fiyat hareketleri de göz önünde bulundurularak belirlenen asgari ücret zam oranları niçin devletin memurunun maaş zamları görüşüldüğü zaman dikkate alınmamaktadır. Enflasyon ve döviz etkisini bizler de çok derinden hissediyoruz. Ayrıca vergi dilimi gibi bir sorun ile boğulurken ve aldığımız zammı yılın 2. yarısında hiç göremiyor iken, masada memur adına konuşan yetkili konfederasyonun “memurumuzu enflasyona ezdirmedik” diye açıkladığı zam oranları memurun reel ücretinin düşmesinin önüne geçememiştir. Kira, fatura, mutfak gideri vb. tüm masraf kalemleri hızla artarken, maaşlarımızın yıldan yıla reel olarak geriye düşmesi bizleri derin bir çaresizliğe mahkum etmektedir. Geçinemiyoruz seslerinin her kesimden yükseldiği şu günlerde devletin memurunun en azından rahat bir nefes almaya ihtiyacı var. Yapılan zamların reel enflasyon oranlarının çok altında kalması, emekli maaşına esas taban aylığa zamların yansımaması, hem bugünümüzü hem de yarınımızı tedirgin etmektedir.

 

Kamu çalışanları artık ücretlerinin enflasyonun üzerine çıkmadığını, ücret artışı yapılmadığını, enflasyon oranlarına olan inancını yitirdiğini ve fakirleştiğini çok net olarak hissetmektedir.

 

Yetki verdiğimiz sendika ve konfederasyonların son 10 yılda kamu çalışanlarını düşürdüğü sefalet çok net ortadır. Yine yetki verdiğimiz sendika ve konfederasyonların ulaştığı refah ve şatafat ortadadır. Çalışma arkadaşlarımızdan isteğimiz, artık takım tutar gibi sendika tutulmamalıdır. Falanca parti, falanca görüş artık kalmamıştır. Bunlar maalesef karın doyurmamaktadır. Bıçak kemiğe dayanmış, artık mesele ekmek meselesi olmuştur. Giden cebimizden, rızkımızdan gitmektedir. Çocuklarımızın haklarından, geleceğimizden gitmektedir. Enflasyon altında kalan, sıfır zam alan, maaşında icra olan, fakirleşen ve geçinemeyen kamu çalışanlarının, çalışma arkadaşlarımızın kaderi, hakkı bu değildir, olmamalıdır. Buna izin vermeyeceğiz…

 

 

#Memurmaaşlarınaiyileştirme

#ÜniversiteİdariPersonelSendikası

#ÜniversiteİdariPersonelininİlkveTekTemsilcisi

 

www.unipersen.org.tr

bottom of page